Yazan: Mikdat Ahmet Küçükömeroğlu
Pulitzar ödüllü, Kevin Carter’ın çektiği o ünlü fotoğrafı bilirsiniz. Hayatınızın herhangi bir anında denk gelme olasılığımızın yüksek olduğu bu fotoğraf karesi, medyada ve dünya çapında büyük bir sarsıntı yaratıp, insanların dikkatini çekmiş ve yardım örgütlerine bağış yapılmasını sağlamıştı.
Sudan’da çekilmiş olan bu fotoğraf bize yerde yatan ve açlıktan bir deri bir kemik kalmış siyahi bir çocuğu ve arkasında onun ölmesini bekleyen vahşi bir akbabayı gösteriyor.Bu fotoğraf ilk çekildiği ve medyaya verildiği zaman çok büyük bir ilgi görmüştü. Kevin Carter’a bir ün kazandırmış ama bunla kalmamış, Sudan’a büyük yardımların yapılmasının önünü açmış ve buradaki durumun bilinirliği artmıştı
TABİİ Kİ BUNUNLA SINIRLI KALMADI
Artık ünlenmiş olan ve Pulitzar ödülünün sahibi olan fotoğrafçı Kevin Carter’a insanlardan ve medyadan büyük bir tepki gelmeye başladı.
Neden o çocuğa yardım etmedi ?
İnsanlık öldü mü ?
Fotoğraftaki kıza ne oldu?
Kızı birkaç kilometre ötedeki Birleşmiş Milletler kampına götürdü mü ?
Bütün medya Kevin Carter’ın üstüne gidiyor ve baskı artıyordu. Fotoğrafçıyı savunanlar olmasına rağmen tepkiler ve eleştiriler artmaya devam etti.
Aslında fotoğrafı çektikten sonra akbaba gitmişti ama Kevin Carter kızı kampa götürmemişti. Sebebi o dönemlerde bulaşıcı ve öldürücü hastalıkların fazlaca yaygın olması ve medya görevlilerinin insanlara dokunmamaları konusunda uyarılmasıydı. Kevin Carter görevini yerine getirmişti ve haklıydı da…
Ama baskılara daha fazla dayanamadı ve arabasının egzozunu içeri vererek 27 Temmuz 1994’te intihar etti.
”Benzer anları yaşamış bir foto-muhabir olarak bu ânı görüntüleyen meslektaşım Kevin Carter’ın yaşadıklarını anlayabiliyorum. Savaş ve açlığın bütün acımasızlığıyla hissedildiği bir bölgede, Sudan’da, böylesine vurucu bir ânı görüntüleme fırsatı bulan meslektaşımızın, zamanı durdurduğu bu anda büyük olasılıkla aklında olan tek şey bu fotoğrafın dünya kamuoyunda yaratacağı tepki ve bunun sonucunda dünya ülkelerinin Sudan’a yönelik yardım girişimlerinde bulunma ihtimali. O anda, o fotoğrafı gerekli yerlere ulaştırma güdüsü ve bu nedenle de bir an önce bulunduğu yerden ayrılma isteği sadece o ânı yaşayan insanların anlayabileceği bir psikoloji.” – Coşkun Aral , Savaş Fotoğrafçısı
”Yaşamında bir sürü sorunu vardı, ancak bu olayların zamanlamasını göz önüne alınca o çocuğun fotoğrafı ile Carter’ın intiharı arasında bir ilişki olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum.”Ama yine de hiçbir fotoğraf bir insanın hayatından önemli değildir…” – John Long
Aslına bakarsanız Carter’ın fotoğrafı, Sudan ve oradaki açlık sorunlarına fazlasıyla dikkat çekilmesine ve yardım kuruluşlarına büyük paralar aktarılmasına yardım etmiş oldu ama hiçbiri Kevin Carter’ı geri getirmedi.
Fotoğrafçının işi de budur aslında. Fotoğrafın değerini ve neleri değiştirebileceğini çok iyi bilirler. Onların amacı insanlara yardım etmek değil anı ölümsüzleştirmek ve FOTOĞRAFIN GÜCÜNÜ kullanmaktır. Çünkü bir fotoğrafın ne anlatabileceğini kimse kestiremez, çok büyük anlamlar yüklenebilir. Kısacası Dünya’yı değiştirebilir.